Kızıldeniz krizi AB ekonomisi için risk oluşturuyor
Hamas’a destek veren Yemen’deki Husiler küresel nakliye trafiğinin yüzde 15’inin gerçekleştiği Kızıldeniz’de Yunanistan bandıralı bir ticari gemiyi vurunca, AB Ticaret Komiseri açıklama yaptı: “Bölgedeki istikrarsızlık, enerji arzı ve fiyatlar için risk.”
Yemen’deki Husilerin, 7 Ekim 2023’te başlayan Gazze Savaşı sonrası Hamas’a destek için önce İsrail limanlarına giden, ardından da Kızıldeniz’den geçen tüm ticari gemileri hedef alması, 3.5 ay sonra Avrupa’nın ana gündemi oldu. Husilerin geçtiğimiz hafta Yunanistan bandıralı bir gemiyi vurmasına ilk sert tepki, Avrupa Birliği Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis’ten geldi.
Kızıldeniz’deki istikrarsızlığın neden olduğu ticaret kesintilerine dikkat çeken AB Komiseri, bu kesintilerin AB’nin ekonomik görünümünün yanısıra enerji arzı ve fiyatu için risk oluşturduğu konusunda uyardı: “Kızıldeniz’e ilişkin nakliye rotalarında ve buna bağlı olarak Süveyş Kanalı’nın kullanımında kesintiler olduğunu zaten görüyoruz. Şu anda bu aksamaların etkilerinin kontrol altına alındığını görüyoruz.
Ayrıca örneğin petrol ve doğalgaz fiyatları üzerindeki etkileri de kontrol altına alındı. Fakat bu kesinlikle Avrupa ekonomisi için çok yakından takip etmemiz gereken bir risk.” AB’nin Ekonomi Komiseri Paolo Gentiloni de gerginliklerin sonunda Avrupa’da enerji fiyatlarında artışa yol açabileceği konusunda uyardı: “Kızıldeniz’de olup bitenler, şimdilik enerji fiyatları ve enflasyon üzerinde sonuç yaratacak gibi görünmüyor.
Ancak bunun çok yakından izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz çünkü bu sonuçlar önümüzdeki haftalarda ortaya çıkabilir.” Saldırılar Avrupa’nın ana ekonomik göstergelerinde henüz sert bir etki göstermese de yetkililer, tehlikenin ayak sesleri konusunda uyarıyor.
İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Andrew Bailey, parlamentodaki sunumunda önce “Kızıldeniz krizi, aslında korktuğum etkiyi yaratmadı” diye vekilleri rahatlattı, ardından da “Ancak belirsizlikler de sürüyor” diyerek açık kapı bıraktı. Almanya Ekonomi Bakanlığı’nın geçtiğimiz haftaki açıklaması da bu yöndeydi: “Üretim üzerinde şu ana kadar gözle görülür tek etki teslimat sürelerinin birkaç kez uzaması oldu.”
Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı, küresel nakliye ticaretinin yüzde 15’inin gerçekleştiği bir bölge. Husi saldırılarından sonra aralarında dünyanın en büyük 5 konteyner nakliye firmasından 4’ünün bulunduğu 18 küresel şirket, Kızıldeniz seyirlerini ya durdurdu ya da rotalarını 6 bin 400 kilometre ekstra yol ve 14 gün ekstra seyahati göze alarak Ümit Burnu’na çevirdi. Teslimatlar gecikti, navlun fiyatları katladı…
Ekonomistler de sonunda Avrupalı tüketicileri vurabilecek bir domino etkisi konusunda uyarmaya başladı. Onlardan biri de Osama Rizvi: “Avrupa ve insanları daha yüksek enerji maliyetleri, gecikmiş sevkiyatlar ve daha yüksek ve daha uzun süreli faiz oranlarıyla sonuçlanan enflasyonun geri dönüşüyle karşı karşıya kalmayı bekleyebilirler.”
Tesla, Volvo ve Suzuki AB’de üretimi askıya aldı
Kızıldeniz saldırılarından kaynaklanan tedarik zinciri sorunları üç otomotiv şirketini vurdu. Tesla, Volvo ve Suzuki, Avrupa fabrikalarındaki üretimi askıya alacaklarını açıkladı. Amerikalı çokuluslu Tesla geçen hafta, parça sıkıntısı nedeniyle Berlin merkezli Gigafactory’deki otomobil üretiminin çoğunu duraklatacağını söyledi.
Çoğunluğu Çin’e ait olan İsveçli çok uluslu Volvo da teslimatlardaki gecikmeler nedeniyle Belçika’nın Gent kentindeki fabrikasında üretimi askıya aldı.Suzuki Motor, operasyonlarının askıya alındığını açıklayan son şirket oldu.Şirket, Macaristan’daki fabrikasında üretimi 7 gün süreyle durdurdu.
Birol: Petrol fiyatlarında değişiklik beklemiyorum
Kızıldeniz saldırılarıyla ilgili en merak edilen konulardan biri de petrol fiyatları üzerindeki etkisiydi…ABD’li petrol şirketi Chevron’un CEO’su Mike Wirth geçtiğimiz hafta Davos’ta yaptığı konuşmada “Petrol fiyatları yükselebilir” derken; Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol’dan karşıt açıklama geldi: “Arzlar sağlam ve talep artışı yavaşlıyor.
Petrol fiyatlarında büyük bir değişiklik beklemiyorum çünkü piyasaya bol miktarda petrol geliyor.” Oilprice.com da “Kızıldeniz saldırıları petrol piyasasını neden etkilemiyor?” başlıklı bir analiz yayınladı: “Saldırıların petrol fiyatları üzerinde neredeyse hiçbir etkisi olmadı.
Petrol piyasası son iki yılda parçalandı; Rusya artık esas olarak Çin ve Hindistan’a petrol tedarik ederken, Avrupa’da Rusya’nın yerini Ortadoğu ve ABD aldı. Süveyş Kanalı üzerinden güneye giden Rus petrol akışı, 2020’de günde yaklaşık 700 bin varilden 2023’ün ilk yarısında 3.6 milyon varile yükseldi. Süveyş Kanalı yoluyla kuzeye giden Ortadoğu petrol akışı ise günde 2 milyondan 3.5 milyon varile yükseldi.
Toplamda petrol tankerleri, 2021’de günde 5.1 milyon varil iken, 2023’ün ilk yarısında Kızıldeniz’de günde yaklaşık 9.2 milyon varil taşıyordu. Bu, çok daha fazla ‘petrol mili’ anlamına geliyor, ancak fiyatta çok az hareket var.Brent petrolünün referans göstergesi Kasım ayı başında varil başına 81.63 dolardı ancak son iki ayın çoğunda 80 doların altında seyrediyordu.”
“1979 İran Devrimi, petrol fiyatlarının 1979’da 150 dolara fırlamasına neden oldu. Irak’ın 1990’da Kuveyt’i işgal etmesiyle birkaç ay süren çok kısa bir yükseliş yaşandı, ancak 2001’deki 11 Eylül saldırılarına veya 2019’da Hürmüz Boğazı’nda gemilere yönelik saldırılara hiçbir tepki gelmedi.
Petrol fiyatı, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgaline tepki gösterdi ve martta kısa süreliğine varil başına 129 dolara ulaştı, ancak geçen yıl ağustos itibarıyla tekrar 100 doların altına geriledi ve o zamandan bu yana ortalama 83 doları civarında seyrediyor.”
“Küresel ekonomi de petrole daha az bağımlı hale geldi. Petrolün toplam enerji arzındaki payı 1973’te yaklaşık yüzde 50’den şu anda yüzde 30’a düştü.1973’te dünya GSYİH’nın her bin doları karşılığında bir varil petrol tüketiyordu.2019 yılına gelindiğinde aynı üretim seviyesi (enflasyona göre düzeltilmiş) için yalnızca 0.4 varil tüketiyordu.
Deniz taşımacılığına yönelik roket saldırılarının piyasa üzerinde şimdilik etkisi yok denecek kadar az.Gazze çatışması İran’ın da dahil olduğu ve Basra Körfezi’ni tehdit eden bölgesel bir savaşa dönüşürse, hükümetler petrol fiyatlarının varil başına 60 dolardan üç katına çıkmasına neden olan 1973 Yom Kippur Savaşı krizini yönetme yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalabilir.”